dunyadavan.com

Öte yandan, DEM Partisi yönetimindeki İpekyolu Belediyesinden işten çıkarılan Hizmet-İş Sendikası üyesi yaklaşık 800 işçi, belediye avlusunun hemen önünde kurdukları çadırda yaklaşık bir yıldır oturma eylemlerini sürdürüyor. Ancak işten çıkarılan bu işçilerin önemli bir kısmının, işe ihtiyacı olmayan, zengin ve varlıklı ailelerin çocukları olduğu ve bu kişilerin büyük bölümünün AKP’ye yakın çevrelerden seçildiği vurgulandı. Üstelik bu alımların yerel seçimlere yalnızca bir ay kala hızla yapıldığı da ifade edildi. Buna rağmen söz konusu eylem polis koruması altında devam ederken, DİSK işçilerinin basın açıklaması polis ablukasında yapıldı. Bu farklı yaklaşım kamuoyunda tepkiye yol açtı.
Van Emek ve Demokrasi Platformu açıklamasında barış süreciyle ilgili dikkat çeken açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Barış, çözüm ve demokrasiye giden yolda halkın iradesini gasp eden ve emekçileri tasfiye eden kayyum düzeni en büyük engeldir. Bu engel ortadan kaldırılmadan toplumsal barıştan, adaletten ve yerel demokrasiden söz edilemez. Demokratik Toplum çağrısı ve yerel düzeyde oluşturulan komisyonlarla sürdürülen barış süreci, bu tür uygulamalarla sabote edilmektedir. Halkın ekmeğiyle oynanmakta, sürece duyulan güven zedelenmektedir. Kayyum gasplarına ve talanına derhal son verilmelidir.
Ülkede ciddi bir işsizlik sorunu varken, Van yüzde 40’a varan işsizlik oranıyla en çok işsizin bulunduğu illerden biridir. İŞKUR üzerinden yasal prosedürlerle ve güvenlik soruşturmalarıyla göreve başlayan bu emekçilerin keyfi ve siyasi gerekçelerle işten çıkarılması kabul edilemez. İçlerinde engelli yurttaşlar, kronik hastalığı bulunanlar ve tek geliri belediye maaşı olan aileler vardır. Bu işten çıkarmalar hukuki değil tamamen siyasidir. Hedef yalnızca emek değildir; hedef halkın iradesi, kimliği ve demokratik kazanımlarıdır. Van’da uygulanan bu anlayış belediyecilik değil, kamu kaynaklarının talanıdır. Belediyeyi bir yandaş şirketi gibi yöneten kayyumlar, maaşlı bürokratlar ve partili kadrolarla çıkar ağı oluşturmuştur.”