dunyadavan.com

YUSUF  ZİYA CANSEVER

Dayanışma sandıklarına katılım oranları Van’da %85, Hakkari’de %81, Ağrı’da %83 ve Bitlis’te %80 olarak açıklandı. Bu tablo  bölge halkının süreci yakından takip ettiğini ve İmamoğlu’na yönelik tutumunu sandık aracılığıyla anlamlı bir mesaj verdiğini gösterdi. Van’da 14.679 kişi oy kullanırken, Hakkari’de 5.503, Ağrı’da 4.249 ve Bitlis’te 4.375  kişi sandık başına  gitti. Bu katılım oranları, CHP'nin bölgede bugüne kadar alışılagelen düşük seviyeli varlığını bir nebze olsun aşabileceğine işaret ediyor.

Bu süreçte CHP’ye yeni üye kaydı da dikkat çekici seviyelere ulaştı. Van’da 152, Hakkari’de 210, Ağrı’da 380 ve Bitlis’te 45 yeni üye kaydı yapıldı. Toplamda 787 kişi CHP’ye katıldı. Üyeliklerdeki artış, partinin bölgede daha fazla görünürlük kazandığını ve özellikle genç seçmenlerin ilgisini çektiğini gösteriyor. Ancak bu yeni üyeliklerin ne kadar kalıcı olacağı, CHP’nin  ve özellikle il yöneticilerinin yöre halkına  yönelik tutum , söylemleri   gelecekteki politikalarıyla doğrudan bağlantılı olacak.

2023 genel seçimlerinde CHP’nin bölgedeki oy oranları incelendiğinde, dayanışma sandıklarına gösterilen ilginin seçim sonuçlarıyla kıyaslanması gerekiyor. CHP, Van’da 43.442, Hakkari’de 9.915, Ağrı’da 22.749 oy almıştı. Bitlis’te ise CHP bir aday çıkarmamıştı. Bu verilerle dayanışma sandıklarında kullanılan oy sayıları kıyaslandığında, CHP’nin bölgedeki geleneksel oy potansiyeline kıyasla daha geniş bir kesime ulaşabildiği görülüyor. Ancak 2023 genel seçimlerinde alınan oylar ile dayanışma sandıklarındaki katılım arasındaki fark, bu etkinin ne kadar kalıcı olacağı konusunda soru işaretleri yaratıyor. Aynı şekilde Kemal Kılıçdaroğlu’na da bu şekilde yoğun destek patlaması yaşanmıştı. 

Bölgedeki dayanışma süreci bazı aksaklıklarla karşılaştı. Hakkari ve Ağrı dışındaki illerde yöneticilerin ilgisiz ve duyarsız davrandığına dair çok sayıda şikayet geldi. Van’da özellikle dezavantajlı ve yaşlı bireyler sandıklara ulaşmakta büyük zorluk yaşadı. CHP Van İl Başkanlığı’nın 5. katta bulunması ve asansör ağır aksak çalışması  nedeniyle birçok seçmen oy kullanamadan geri dönmek zorunda kaldı. Eğer yetkililer, yaşlı ve dezavantajlı bireyler için daha erişilebilir bir alan tahsis etseydi, katılım oranı ve yeni üye sayısında önemli bir artış yaşanabilirdi.

Bunun yanı sıra, sandıkların erişilebilir olmaması ve engelli ile yaşlı seçmenlerin oy kullanmada yaşadığı ulaşım sıkıntıları, sürecin en büyük lojistik sorunlarından biri haline geldi. Öte yandan, Mansur Yavaş’ın Saraçhane’de yaptığı konuşma, bölgedeki Kürt seçmenler üzerinde beklenmedik bir olumsuz etki yarattı. Yavaş’ın açıklamalarının, CHP’nin Kürt seçmeni kazanma çabalarına zarar verdiği ve birçok seçmeni küstürdüğü ifade ediliyor. Bu durum, bölgedeki katılım oranının aslında daha yüksek olabileceği ancak yaşanan hayal kırıklıkları nedeniyle ciddi bir düşüş yaşandığı yönünde yorumlanıyor.

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanma sürecinin CHP’yi Doğu Anadolu’da daha fazla tanınır hale getirdiği açık. Bu durum, CHP’nin bölgedeki varlığını artırması için bir fırsat yaratmış olabilir. Ancak bölge halkının CHP’ye olan ilgisinin yalnızca bir tepki hareketi mi olduğu yoksa kalıcı bir siyasi dönüşüme mi işaret ettiği sorusu hâlâ net değil. Önümüzdeki süreçte CHP’nin bölgeye yönelik politikalarını nasıl şekillendireceği, partiye yönelen bu ilginin sürdürülüp sürdürülemeyeceğini belirleyecek. Eğer CHP, bölgedeki halkın ekonomik ve sosyal taleplerine cevap veremezse, şu an oluşan ilginin geçici olması muhtemel. Ancak yerel yönetimler ve taban örgütlenmesi güçlendirilirse, CHP bölgede kalıcı bir siyasi aktör haline gelebilir.